ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) dün gece Yemen’deki Husi mevzilerine yönelik yeni bir saldırı gerçekleştirdi. Yapılan ilk açıklamada Kızıldeniz’deki gemilere saldırı düzenleyebileceği iddia edilen 14 Husi füzesinin hedef alındığı duyuruldu.
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Husilere yönelik hamlenin militanların bölgedeki ticari gemilere yönelik devam eden saldırılarına bir yanıt olduğunu söyledi.
HUSİLER ‘TERÖR LİSTESİNE’ ALINDI: BİDEN’IN U DÖNÜŞÜ
Dün önemli bir gelişme daha yaşandı, Biden yönetimi Yemenli Husileri yeniden ‘yabancı terör örgütleri’ listesine aldı. Grup, 2021 yılında bu listeden çıkarılmıştı.
ABD medyası Biden’ın Husi’lere yönelik bu hamlesini ‘U dönüşü’ olarak değerlendirdi ve hükümetin Husilere silah veren İran ile yüzleşmekten kaçındığını yazdı.
“ABD’NİN YAPABİLDİĞİ TEK ŞEY KÜÇÜK SALDIRILAR”
11 Ocak’ta düzenlenen operasyon kapsamında ‘İran yapımı’ balistik ve seyir füzesi parçalarının ele geçirilmesinin Tahran’ın Husilere verdiği desteğin açık bir kanıtı olduğunu öne süren NewYorkPost gazetesi konuya ilişkin analizinde “Beyaz Saray’ın Kızıldeniz’de aylarca süren saldırıların arkasından yapabildiği tek şey Husilerin kabiliyetlerini azaltmaya yönelik küçük saldırılar. Sıra İran’a geldiğinde başkan sert uyarısını onlara özel olarak ilettiğini söylüyor.” ifadelerini kullandı.
“BİDEN İRAN KORKUSUNU HER DIŞ KRİZDE GÖSTERİYOR”
Biden’ın İran’la yaşanacak bir gerilim korkusunu rutin olarak dile getirmekle kalmayıp bunu her dış krizde gösterdiğini yazan NYP, “2021’in başlarında Husileri terör listesinden çıkaran Biden’dı. Bu yönetiminin İran’a sevildiğini hissettirme çabasının bariz bir parçasıydı.” diye yazdı ve ekledi;
“Biden daha geçen hafta Husileri yeniden terör listesine almanın anlamsız olacağını iddia etmişti. Beyaz Saray’ın aklına yapacak daha iyi bir şey gelmediği için şimdi atılan bu hamle boş bir jest olarak görülüyor. Bu U dönüşü, İran nükleer silahlanmaya bu kadar yaklaşmışken, tüm Ortadoğu stratejisinin çöküşünde bir başka adımı temsil ediyor. Joe Takımı tüm kan ve kaosa rağmen yaklaşımını değiştirmedi. Stratejileri çökmüş durumda ama sembolizm ve yatıştırma hala akıllarına gelen tek şey.”
